Forum Heaven
Emre Aşık Röportaj Loginpopup
Forum Heaven
Emre Aşık Röportaj Loginpopup
Forum Heaven
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


      Forum HeavenHoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Emre Aşık Röportaj

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
CampeR
Yetkili
Yetkili
CampeR


Erkek
Mesaj Sayısı : 1377
Kayıt tarihi : 14/07/09
Yaş : 29
Nerden : Ankara/G.O.P

Emre Aşık Röportaj Empty
MesajKonu: Emre Aşık Röportaj   Emre Aşık Röportaj EmptyPerş. Tem. 30, 2009 8:47 pm

Emre Galatasaray'a Aşık!

Emre Aşık

Emre Aşık, Galatasaray’a geldiği günden beri pes etmedi. Ayrılıklar da yaşadı, kavuşmalar da… Onunki sanki bir aşk hikayesi, bazen küsen, bazen barışan bir çift gibi…

Emre Aşık’la Florya Metin Oktay Tesisleri’nde buluştuk, onunla geçen yılları bilmesek 35 yaşında olduğuna inanmayacağımız futbolcumuzun tecrübe kokan cümlelerini dinledik


(Röportaj: Tarık ÜNLÜTÜRK | Galatasaray Dergisi, Nisan 2009, Sayı: 78)


Geçtiğimiz sezona takımla başladın ama sezonu Galatasaray’da bitiremedin. Sen Ankaraspor’dayken takım şampiyon oldu, neler hissettin?
Ben ayrılırken hiçbir zaman kötü ayrılmadım. Bu oynadığım tüm takımlar için geçerli. Ayrıldığım takımlar için de kötü bir sözüm olmamıştır. Bana da yakışmaz... Benim mesleğimi gerçekleştirdiğim, ekmeği yediğim yerler için kötü şeyler düşünmem söz konusu olamaz. O yüzden ayrıldıktan sonra tüm kalbimle Galatasaray’ı destekledim ve takımımın şampiyon olmasını istedim. Bundan doğal bir şey de olmaz. Kırgınlık yok mu, tabii ki ayrılılarda kırgınlıklar da olur. Ufak bir kırgınlığım vardı. O da zamanla geçti. Futbolda bunlar var, futbol oynuyorsanız, bunları kabulleneceksiniz. Bir hoca gelir sizi beğenir ve takımda yer verir… Bir başkası gelir, takımdan uzaklaştırır. Bizler profesyoneliz fakat benim içim de amatör bir ruh var. Ben Ankara’ya gittiğimde Galatasaray’a geri döneceğimi, o formayı tekrar giyeceğimi de biliyordum. Bunu çevremdekilere de söyledim. Ve gerçekleştirdim.

Avrupa Şampiyonası’nda forma giymiş olman Galatasaray’a dönmende etken midir?
Büyük ihtimalle etkendir. Türkiye’de dört tane büyük takım var ve onlar daha çok göz önünde. Gittiğim takım Ankaraspor’du, iyi bir takımdı ama çok fazla göz önünde olan bir takım değildi. Eğer bir büyük takımla maç yapıyorsa televizyonda maçları yayınlanan bir takım. O yüzden benim kendimi tek gösterebileceğim yer Milli Takım’dı. Hocamız da bana güvendi ve görev verdi. Ben de hem hocayı, hem de bana güvenenleri mahcup etmemeye çalıştım. Sonuçta benim için Avrupa üçüncülüğü ile biten iyi bir sezon oldu. Milli Takım oyuncusu olarak geri döndüm.

Galatasaray’a iki kere döndün. Galatasaray’ın kıymetini çok iyi biliyor olmalısın.
Genç oyuncularla sohbetleriniz oluyor ve defalarca söylüyoruz bunları. Ben ilk gittiğimde çok iyi anlamıştım Galatasaray’ın değerini. Burada kalmak için çok uğraştım. Ama bazen işler istenildiği gibi gitmiyor. Şans belki de tekrar güldü. Büyük takımlara gelmek çok zor ve ama daha olan bir şey var. O da büyük takımlarda kalmak. Çünkü zirvedesiniz ve hep tutunmalısınız.

Galatasaray’a döndün ama formayı tekrar giymeni çok kişi beklemiyordu. Fakat sen formayı kaptın ve taraftarlar maç bitiminde senin oyununu takdir ediyor.
Herhalde profesyonelliğimi takdir etti taraftarımız. Çünkü arkadaşlarım da bilir. Ben forma giyemediğim zamanlarda köşeme çekilen bir insan değilim. Ne olursa olsun dört elle sarılırım yaptığım işe. Oynamıyorsam da takım arkadaşlarımın yanındayımdır. Bu durumlarda futbolcunun yapması gereken de budur bana göre. Kesinlikle sahaya çıkan takım arkadaşlarım yanında olurum. Onlara moral vermek benim için çok önemli. Taraftara çok teşekkür ederim. İnsan gece kafasını yastığa koyduğu zaman aklına bazı düşünceler gelir. Benim akılma taraftarın o sesi / tezahüratı geldi. Çok duygulandım. Ben tabii ki onları mahcup etmemeye çalışacağım. Artık bu yakaladığım performansı korumaya çalışacağım.


35 yaşındasın. Savunma oyuncuları yaşları ilerledikçe fizik olarak kalınlaşırlar. Fakat Emre Aşık’ın fiziği onu sahalarda ilk gün gördüğümüz günküyle aynı.
Tabii ki belli bir yaştan sonra kendinize çok dikkat etmelisiniz. Çünkü yapıyı korumak gerçekten de zor oluyor. Bence ilk olarak düzenli yaşantı gelmeli, ben de öyle yapıyorum. Haftanın üç-dört günü mutlaka fitnessa girerim. Yağlanmamaya çalışıyorum. Yediğim içtiğim bu noktada çok önemli. Biraz da bunu katlımla bağdaştırabiliriz. Genlerde de var herhalde.

Balıkkesir’den İstanbul’a gelen Emre Aşık’ı bugün Galatasaray’daki Emre Aşık ile karşılaştırırsak neler söylersin?
En önemlisi yaşla birlikte futbolun da olgunlaşıyor. Gençken sahada her türlü hataya açık oluyorsun. Çünkü yaşamadığın bir şey var. Aynı hayatın içinde olduğu gibi. Hayatta da böyle, mesela bir arkadaşın seni tutup bir yere çekebiliyor. Pek sonunu hesaplanmıyor bazı davranışların. Şimdi ise doğu ile yanlış arasındaki ayrımın çok daha fazla farkındayız. En büyük fark bu. Biz de güzel bir söz var. Bir musibet, bir nasihatten beterdir. Ondan sonra etrafını izliyorsun. Girdiğin çevrede çok şey öğreniyorsun. İnsan gençken tabir-i caizse “deli fişek” gibi oluyor. Bir daha mı bu dünyaya geleceğim, her şeyin tadını çıkarmalıyım diye bakıyor dünyaya. Baktığın zaman geriye her yaşında bir güzelliği olduğunu görüyorsun. Yanlış yaptığım şeyler olmadı mı! Oldu. Ama pişmanlığım yok. Bunları da yaşamalıymışım diye bakıyorum. Belki İstanbul’a transfer olduğum dönemde de biraz daha fazla değerlendirme yapabilirdim. Ama böyle olması gerekiyormuş

Sahada oynanan futbol da çok değişti. Profesyonel olduğun ilk yıllarla, bugün karşılaştırırsan ne gibi değişiklikler oldu futbolda?
Ben futbola başladığımda Türkiye’de defans hatları üçlü olurdu ve bu çok uzun süre böyle gitti. Adam adama oynardık o şekilde. Sahanın her yerinde markaj yapardık. Düşünsenize bir adam var ve onun attığı tüm adımların aynısını siz de atıyorsunuz. Bu çok yorucu oluyordu. Ve hücum oyuncuları seni devamlı yorma peşinde oluyor. Özellikle Afrikalı oyuncular çok güçlü oluyorlardı. Devamlı deplase vaziyetteler. Şimdi ise öyle değil. Dörtlü savunmada alan savunması yapıyorsunuz. Akıllı bir defans oyuncusu bu sistemde enerjisini çok daha iyi kullanabiliyor. Ama futbolun içinde en büyük fark sürat. Oyun ligde ilk oynamaya başladığım yıllara göre çok süratlendi. Daha dar alanda oynanıyor oyun. Özellikle Avrupa Kupası maçlarında bu fark çok daha fazla ortaya çıkıyor. Futbol, dar alanda çok süratli oynanan bir oyuna dönüştü.

Genç yaşlarında agresif bir futbolcu görüntüsündeydin. Genelde futbolcularda agresiflik devam eder. Ama sen daha serinkanlı ve profesyonel bir futbolcu oldun. Bu değişimin nedeni nedir?
Arkadaşlarım da aynı yorumu yapıyorlar. Biraz daha yapı olarak ağırlaştığımı söylüyorlar. Olması gereken bu diye görüyorum. Bazı şeylerin elinde gidecekken farkına varıyorsun. Bunun etkisi olabilir.

Galatasaray Dergisi’ne 2007 yılında verdiğin röportajda en beğendiğin oyuncu sorulduğunda Bülent Korkmaz cevabını vermiştin. Şimdi ise Bülent Korkmaz takımın teknik direktörü…
Ben o zamanlarda da söylemiştim. Şampiyonluğu yakaladığımız 2002-2003 sezonunda Bülent Abi ile beraber oynamıştık. Profesyonelliği ondan öğrendim diyebilirim. İdmanlarda kendisi bana çok şey öğretti. Aile babalığından tutun saha içindeki futbolculuğuna kadar örnek alınması bir kişi. Bizler bu işten ekmek yiyoruz. Bir adım daha öteye gittiğiniz zaman oynadığınız, formasını giydiğiniz takıma da bağlanıyorsunuz. Bu da takım içinde aile gibi olmayı getiriyor. Ailenin bir parçası oluyorsunuz. Bu çok önemli.

Forvet oyuncuları ile aranızda önemli bir fark var. Onlar gol kaçırır ve maç 0-0 devam eder. Ama sizin hatanız çok daha büyük kayıplara mal oluyor. Futbol defans oyuncuları için daha mı nankör?
Defans oyuncusu olarak oyuna her an konsantre olmak gerekiyor. Top size yakın ya da uzak devamlı takip gerekiyor. Ben kendi adıma söyleyeyim ne zaman oyun içinde kopukluk yaşasam hemen arkasından bir pozisyon hatası geliyor. Şu an 35 yaşındayım ve hala eksik yaptığım bazı şeyler olabiliyor. Bu yaşımda hala her gün bir şeyler öğreniyorum. Hayat her zaman tecrübe kazanmaya açık. Bu savunma oyuncuları için daha fazla geçerli.

Bu sezon herkes Galatasaray’ın kadrosunun çok geniş olduğunda hemfikir. Peki savunma oyuncusu olarak Galatasaray’ın hücum hattını değerlendirmeni istesek neler söylersin?
Galatasaray’da gerçekten çok önemli gole dönük oyuncular var. Bizim için Arda çok önemli bir oyuncu. Çünkü tam bir yıldız futbolcu gibi değil. Gerektiğinde ortaya koyduğu mücadele savaşçı dediğimiz futbolcu tipinde. Bu futbolda az görülen bir durum. Kaybetmeyi sevmeyen bir yapısı var. Bir futbolcu için çok büyük bir artı olduğunu düşünüyorum bu özelliğin. Yıldız futbolcular taraftarlar tarafından çok sevilir. Arda topla birlikte yaptıkları ile tribünlerin isteklerini karşılasa da, mücadeleyi de bırakmayan bir oyuncu. Tabii ki Harry Kewell’ın da takıma verdiği pozitif bir enerji var. Harry, Premier League’da önemli işler yapmış bir oyuncu. Bence Galatasaray’a çok daha büyük katkısı olacaktır. Lincoln ilk yarıda çok iyi bir çıkış yakaladı. Bence bu göz ardı edilmemeli. Takım için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu gösterdi. Kendisine destek verilmeli. Baros ise gerçekten çok iyi golcü. Takıma çok önemli katkı sağlıyor. Çok önemli goller attı. Bir de şu var. Bülent Hoca’yla birlikte çok daha fazla mücadele etmeye başladık takım olarak. Bu tip oyuncular ilk başta bundan olumsuz etkilenebilirler. Ama bence takım olarak çok iyi yoldayız. Böyle devam etmeliyiz.

Bu sezon takımı nasıl buluyorsun. Çok çekişmeli bir lig yaşanıyor. Sence Galatasaray’ın şansı nedir?
Beş takım var şampiyonluk için yarışan. Eğer bu takımlarda bir tanesi sezon başında istikrarlı bir form grafiği yansıtsaydı en kolay kazanılan şampiyonluklardan biri olurdu şampiyonluğu kazanan takım adına. Maalesef ki biz de çok inişli çıkışlı maçlar oynadık. Kaybetmememiz gereken puanlar kaybettik. Bülent Hoca’yla birlikte daha mücadeleci bir oyun ortaya koymaya başladık. Duruşumuz değişti diyebilirim. Kötü oynadığımız maçalarda da mücadele ediyoruz. Yeterli mi, bence yeterli değil. Çünkü kapasitemiz çok fazla. Bu ligi alıp götürmeliyiz. Bunun için çalışacağız. Her hafta üstüne koyacağımıza inanıyorum. Ben şampiyonluk yarışının son haftalara kadar devam edeceğini düşünüyorum..

Sekerek 87 Dakika
Konyaspor maçında sakatlık yaşadığın halde oyuna devam ettin…
O maçta Semih’e devre arasında iyi ısın dedim. Çünkü ayağım şişmişti. Bülent Hoca bana devre arasında oynayacaksın dedi. Ben de takımın bana ihtiyacı olduğunu hissettim. Sekerek olsa devam etmeliydim. Maçı tamamladım. Bizim için çok önemli maçtı, bunun da bilincindeydim. Sahada kalmam lazımdı ve o maçı kazandık.

Emre Aşık Türkiye’de bir ilke imza attı ve Türkiye Zihinsel Engelliler Spor Federasyonu ’na yönetim kurulu üyesi olarak girdi.
Özellikle Ankara’da bulunduğum zamanları engelli çocuklarla geçirmeye çalıştım. Bowling turnuvalarına gittim. Benim için bir sosyal sorumluluk. Onlarla beraber olmayı seviyorum. Şimdi zaman buldukça onları ziyaret ediyorum. Her çocuğun sevgiye ve toplum tarafından kabul edilmeye ihtiyacı vardır. Kaldı ki bu çocukların daha çok sevgiye ihtiyacı var. Çünkü engelliler toplumda dışlanabiliyorlar. Ama onlar toplumun bir parçası. Onlar çok bu toplumda yer almak için çok büyük fedakarlık yapıyorlar. Bizim onlar içim fedakarlık yapmamız lazım. Ben de “ne yapabilirim” dedim. Bu şekilde buralara geldik. Sağ olsunlar onlarda beni yalnız bırakmıyorlar. Herkes bu soruyu kendine sormalı ve taşın altına elini sokmalı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.facebook.com/group.php?gid=243923845150&ref=nf
 
Emre Aşık Röportaj
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yavuz Eraydın Röportaj
» Ömer Aysan Barış Röportaj
» Tehlike Çanı - Aşık Ender / Mehmet İvedik [[Dikkat Şahan Çıkabilir]]
» Bayan bir Admin ile Erkek Standart bi üye bir birlerine aşık olursa gülme garantisi verebilirim :D

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Forum Heaven :: Futbol :: "Türkiye den Futbol" :: Galatasaray-
Buraya geçin: