Bölüm 2
Futbolcu olma serüveninin nasıl gelişti?
Gölcükspor altyapısında oynuyordum. 9 yaşımda futbola başladım. Her kademede forma giydim. 17 Ağustos depremine kadar Gölcükspor`da oynadım. O sezon kadroya alınmadım ve Kocaelispor PAF takımının seçmelerine gittim. Başarılı olunca maçlara çıkmaya başladım. 2000 yılının Kasım ayında Rasim Kara`nın teknik direktör olduğu sezon profesyonel oldum ve A takım kadrosuna alındım. Sonrasında devamı geldi zaten. Kocaelispor`da oynarken Beşiktaş`ı Bursa`da yenerek kazandığımız Türkiye Kupası Şampiyonluğu sevincini yaşadım.
Deprem seni nasıl etkiledi?
Ben Gölcüklüyüm. Depremin çıkış yeri evimin yaklaşık 100 metre önüydü. Bu acıyı en fazla yaşayan insanlardan biriyim. Bizim ev yıkılmadı ama yana yattı. Depremle ilgili unutamadığım en büyük olay o dakikada çıkan toz bulutuydu. Tarifi imkansız bir ortam vardı. Bir metreden sonrası görünmüyordu. Yaklaşık bir yıl çadırda yaşadık. Çok yakınımı kaybettim. Bir yıl boyunca antrenmanlara çadırdan gidip geldim. Sonrasında Allah yüzümüze güldü ve bu noktalara geldik. Ama nerelerden ne şartlarda çıktığımı çok iyi biliyorum.
Bursaspor taraftarı seni fazla tanımıyor. Ömer Aysan nasıl bir kişiliğe sahip. Boş zamanlarında neler yapar, nelerden hoşlanır?
Sakin bir yapım vardır. evde oturmak en büyük hobim diyebilirim. Arkadaşlarımla evde vakit geçirmekten hoşlanırım. Gece hayatını sevmem. Ama bazen dışarıya çıktığımız da oluyor tabii ki. Alışveriş yapmasını severim. Ama futboldan fazla zamanımız kalmadığı için genelde evde oturuyorum.
Maç esnasında yaklaşık 90 metrelik bir alandan sorumlusun. Bu sistemde oynamak seni yoruyor mu?
Aslında kolay olmuyor. Ama benim mevkiim bu. Görevim olduğu için elimden gelenin en iyisini yapmak zorundayım. Uzun zamandır bu bölgede oynuyorum ve artık alıştım diyebilirim. Burada önemli olan ayarlamayı çok iyi yapmak. 90 metrelik bir alan olduğu için temponuzu, nefesinizi iyi ayarlamalısınız. Hocamızın verdiği direktiflere uyarak, inisiyatifimi de kullanarak enerjimi ayarlamaya çalışıyorum. Ama kesinlikle kolay bir mevki değil. Futbolda artık hiçbir bölgede kolaylık söz konusu olmuyor.
Oyunun hücum yönünde mi yoksa savunmada mı kendini daha başarılı buluyorsun?
Kocaelispor`da A Takıma çıkarken hücuma yönelik oyunum sayesinde dikkat çekmiştim. Bir ara Hikmet Karaman bana sol bekte görev vermişti. Fakat sağ taraf esas yerim olduğu için yeniden oraya geçtim. Açıkçası gerek savunma, gerekse hücum olsun zorluk çektiğimi düşünmüyorum.
Kimi zaman duran topları da sen kullanıyorsun. Bu konuda kendini geliştirdin mi?
Önemli özelliklerimden biri olduğunu düşünüyorum. Topa iyi vurduğum kanısındayım. Kocaelispor`da da duran toplara ben vuruyordum. Geçtiğimiz yıl attığım üç golün ikisi uzaktandı. Hatta kalecimiz Yavuz ağabeye Sivasspor`da oynarken uzaktan bir gol atmıştım. Minik takımda oynadığım dönemde bile uzaktan şut çekmeyi gerçekten çok severdim. Bu konuda kendimi iyi geliştirdiğimi toplara iyi vurduğumu düşünüyorum.
Kocaelispor`da da takım arkadaşın olan Serdar Topraktepe ve Mehmet Önür`le yeniden birlikte oynamak Bursaspor`a adapteasyon sürecini nasıl etkiledi?
İlk kez transfer yaptığım için biraz zorlandığımı söyleyebilirim ama Mehmet Önür ve Serdar Toprektepe`nin burada oluşu işimi kolaylaştırdı. Mehmet Önür zaten oda arkadaşım. Ayrıca Egemen ve Mehmet Al`la da Ümit Milli Takım`da birlikte oynuyorduk. Raşit Çetiner de orada teknik direktörümüzdü. Yani bilmediğim, yabancısı olduğum bir takıma geldiğimi söyleyemem.
Raşit Çetiner döneminde Ümit Milli Takım`daydın. Bir gün A Milli Takım`ın da kapısını aralayacağını düşünüyor musun?
Aslında ben Ümit Milli Takım formasını fazla giymedim. Ama inşallah bir gün A Milli Takım`ın formasını düzenli olarak giyerim. Zaten her futbolcunun o formayı giymek hayalidir. Bizim görevimiz iyi çalışıp daha iyi yerlere gelmekse geleceğimiz en iyi yer de kuşkusuz A Milli Takım`dır. Bu anlamda Raşit Çetiner`le birlikte çalışmanın bizlere büyük artısı olduğu kanısındayım. Bizim yetişmemiz, iyi futbolcu olmamız için Çetiner ismi büyük bir şans. Onun sayesinde takım olarak çok iyi yerlere geleceğimize inanıyorum.
Bursaspor`un geride kalan maçlarını değerlendirecek olursan nasıl bir not verirsin?
İlk onbir maçı ele alırsak 29 puan toplamışız ve yenilgimiz yok. Sadece iki beraberlik var. Eğer aynı performansı sergilersek sezon sonunda mutlaka hedefimize ulaşırız. Bu da muhteşem bir performans olur bizim için. O zaman iki kupa verir bize herhalde Futbol Federasyonu. İşimizi çok ciddiye alıyoruz. Ligin başından itibaren çok iyi çalışıyoruz. Beklentilerin farkındayız. Performansımızı hep üst seviyede tutmak zorundayız. Kendimize koyduğumuz hedef doğrultusunda çalışma azmimizi kaybedeceğimizi düşünmüyorum. Genç bir kadroya sahibiz ama hepimiz tecrübeliyiz. Eğer bu şekilde devam edersek ki edeceğiz, şampiyon bizden başkası olamaz.
+rep